“İman olmadan Tanrı’yı hoşnut etmek imkânsızdır, çünkü O’na yaklaşan, O’nun var olduğuna ve kendisini arayanları ödüllendirdiğine inanmalıdır” (İbraniler 11:6).
İbrahim, Tanrı’nın onu nereye götüreceğini bilmeden yolculuğuna başladı. Ne getireceğini anlamasa da yüce bir çağrıya itaat etti. Açıklama ya da garanti talep etmeden sadece bir adım attı. İşte bu gerçek imandır: Tanrı’nın isteğini şimdi yapmak ve sonuçları O’na emanet etmek.
İman, tüm yolu görmeye ihtiyaç duymaz — Tanrı’nın şimdi buyurduğu adıma odaklanması yeterlidir. Bütün ahlaki süreci anlamakla ilgili değildir; önünde duran ahlaki eylemde sadık olmaktır. İman, tam bir açıklık olmadan bile derhal itaat etmektir, çünkü gönderen Rab’bin karakterine tamamen güvenir.
Bu canlı iman, Tanrı’nın güçlü Yasasına ve O’nun harika buyruklarına itaatle kendini gösterir. Gerçekten inanan, tereddüt etmeden itaat eder. Sadık ruh, Yaratıcının isteğine göre hareket eder ve yönü ile kaderini O’nun ellerine bırakır. İşte bu güven, itaati hafif ve yürüyüşü güvenli kılar. -John Jowett’ten uyarlanmıştır. Yarın görüşmek üzere, eğer Rab izin verirse.
Benimle dua et: Rabbim Tanrım, Seninle yürümeye çağrıldığım için Sana şükrediyorum, tüm yolu göremesem de. Her şeyi bir anda açıklamıyorsun, ama beni adım adım güvenmeye davet ediyorsun.
Bu gerçek imanı yaşamam için bana yardım et — sadece sözde değil, eylemde de. Her şeyi anlamasam da itaat etmem için bana cesaret ver ve Kutsal Yasan ve buyruklarında bana zaten açıkladıklarını yerine getirmem için sadakat ver. Kalbim gelecekle oyalanmasın, bugün Rab’bin benden istediğinde kararlı kalsın.
Ey En Kutsal Tanrı, Sana tapıyorum ve Seni övüyorum, çünkü her türlü güvene layıksın. Sevgili Oğlun benim ebedi Prensim ve Kurtarıcımdır. Güçlü Yasan, korkusuzca yürüyebileceğim sağlam bir yoldur. Harika buyrukların, her adımda yanan ışıklar gibi beni sevgiyle yönlendiriyor. Değerli İsa’nın adıyla dua ediyorum, amin.